Masaj kelimesi Yunancada yoğurma anlamına gelir. Arapçada ise hafif bastırma anlamına gelen massein şeklinde geçer. Tarihin en eski dönemlerinde, birçok uygarlık binlerce yıl, fiziksel, zihinsel ve ruhsal rahatsızlıkları gidermek amacıyla çok değişik tarzlarda masajlar uygulamışlardır.
Masaj kelimesi Yunancada yoğurma anlamına gelir. Arapçada ise hafif bastırma anlamına gelen “massein” şeklinde geçer. Tarihin en eski dönemlerinde, birçok uygarlık binlerce yıl, fiziksel, zihinsel ve ruhsal rahatsızlıkları gidermek amacıyla çok değişik tarzlarda masajlar uygulamışlardır. Günümüzün hızlı temposunda çoğu zaman unuttuğumuz bu şifalı dokunuş, aslında güçlü bir iyileştiricidir.
MASAJIN FAYDALARI
1- Stres hormonlarını azaltır.
2- Depresyonu yatıştırır.
3- Bağışıklık sistemini güçlendirir.
4- Ağrıları azaltmaya yardıma olur.
Masaj şekilleri çok çeşitlidir. Klasik masajdan lenf drenajına, bağ dokusu masajından şiatsuyo, isveç masajından ritmik masaja kadar geniş bir yelpazeye uzanır. Her bir masajın şekli, özel bir tekniğe ve etkiye sahiptir.
Buradaki önemli nokta ise; masajın süreç olarak ilk yarısında dinlendirici, ikinci yansında ise canlandırıcı bir etkiye dönüşmesidir.
Masajda kesintisiz gerçekleşen ritmik el hareketleri sayesinde rahatlama sağlanarak gerginlik giderilir. Fiziksel olarak; lenfatik ve endokrin sistem, solunum, sinir, dolaşım, iskelet, sindirim ve bağışıklık sistemine olumlu yönde etki eder.
Masaj aynı zamanda zihinsel düzeyde de işlev görür. Zihnin gevşemesini sağlar. Virüslere ve hastalık oluşturan mikroplara karşı direnci sağlayan antikorların ve akyuvarların bedendeki üretimini arttırırken, bağışıklık sistemini de güçlendirir. Masajdaki derinlemesine dokunuşlar, vücut sıvılarını hareketlendirici etki sağlarken, aynı zamanda kanın kalbe ve ciğerlere daha çabuk gitmesini sağlar.
Ekstra bir araç gerektirmeyen masaj dolaysız ve kendiliğinden, insan bedenindeki üç sistemle çalışır:
Dolaşım
Sinir
Lenfatik
Cilt, masajla çeşitli uyarıları alarak, refleks yoluyla daha derin tabakalara iletir. Masajla tüm organlar pozitif şekilde uyarılıp, canlandırılarak enerji akımı da desteklenir.
Bin yıllık geçmişe sahip ayurveda temelli bir hint masajı tekniği olan “champ”; yüz, omuz, boyun ve kafatasını kullanarak yumuşak dokuları harekete geçirmeyi ve bu yöntemle de vücutta enerji dengelerinin korunmasını temin eder.
Uzak doğu masajları
Son otuz yıllık dönemde, batıda giderek daha büyük önem kazanan ve çeşitlenerek yayılan geleneksel Çin masajı “Shiatsu” (parmak basıncı) ve akupunktur en çok gelişen ve yaygınlaşan teknikleri olmuştur.
Uzakdoğu menşeli masaj teknikleri; vücudun enerji deposunun dengede kalabilmesini sağladıkları gibi, kendine has şifa gücünü ve savunma mekanizmasını da güçlendirir.
Bu metotların temel tezi; vücudumuzdaki yaşam enerjisinin, meridyenler adı verilen özel güzergahlardan aktığıdır. Meridyenlerden birinde enerji akımı kesintiye uğrar ise, buna bağlı organ do doğru işlev yapamaz ve bu kişi kendini rahatsız hisseder. Shiatsu veya akupres bu noktaları basınç ile etkilemenin tekniğini gösterir.
Detoks terapisini benimseyenler, sentetik gübrelerle yetiştirilen besinlerdeki katkı maddelerinden, gıdalardan, sentetik giysilerden ve çevre kirliliğinden kaynaklanan toksik maddelerin sağlığımızı tehdit ettiğini sıkça gündeme getirirler.
Sağlığımızı koruyabilmek için, toksinlerin alındıkları gibi düzenli olarak bedenimizden atılmalarına yardım edecek yollardan biri de “MASAJ” dır.
Bu işlev, yararlı maddelerin dolaşımını arttırıp, toksinlerin atılımını hızlandırarak, bedenimizin bu zararlı maddelerden temizlenmesine ve sağlığımızın korunmasına yardım eder.
Masaj, kaslarımızı canlandırarak kendi özgün yapısına döndürür. Klasik masajın uygulama alanı deri ve kaslardır. Bunların bağlantılı oldukları sinirler ve vücut sıvıları aracılığı ile masajın etkisi vücudun diğer bölgelerine de dağıtılır. Suya attığımız bir tek taşın etrafında, hareler oluşması gibi.
Vücuttaki en yaygın doku olduğundan, bağ dokusunun vücut hareketleri üzerinde çok büyük etkisi vardır. Bu doku kronik stres ve hareketsizlik nedeniyle sertleşip kalınlaşarak hareket yeteneğini yitirir, işte masaj, dokuların kansız kalmasından kaynaklanan ağrıların giderilmesinde de etkin bir yöntem olup, bu durumların düzeltilmesi için de idealdir.
Mimik kasları beş grupta toplanır:
Saçlı deri kasları
Göz çevresi kasları
Burun etrafı
Ağız ve çene kasları
Boyun
Yüze yapılan masaj, yüze yorgun ve sıkıntılı ifade veren yüz adalelerinin gerginliğini gidererek, kırışmayı azaltır. Masaj ve yüz jimnastiği için cilt iyice temizlenip kremlenmelidir.
Vücudumuzdaki kaslar kemiklerden kemiklere uzanırken, yüz kasları bedenin diğer kasları gibi kendini destekleyemez. Bu nedenle yüze “ağır” masajlar yapılamaz, çünkü beklenenin tam tersi bir etki meydana getirir.
Kaslar bir uçları ile yüz ve kafa iskeletini yapan kemik ve kıkırdaklara, diğer uçları ile de deriye tutunurlar. Ağız, yüz ve burnun etrafında yer alan bu kaslar, yüze ifadesini vermekle birlikte, bu doğal deliklerin kapatılıp genişletilmesinde de rol oynarlar. Örneğin; burun deliklerini komprese eden ve genişleten M. Nosalis kaslarıdır.
Kasların, dinlenme anında bile kasılma durumunda olmasına “TONUS” diyoruz. Hafif masajın tonus düzenleyici etkisi, kas iğcikleri ve kan dolaşımı yoluyla olur. Masajın; birincil ve ikincil olmak üzere iki çeşit etkisi vardır. Birincil etki hemen ortaya çıkarken, ikincil etki zaman içinde kendini gösterir.
Masajın bu etkileri
Kon dolaşımını
Hücresel düzeyde beslenmeyi
Atık maddelerin uzaklaştırılması, ödemin azaltılması ve mikro travmaların onarımını sağlar.
Masaj yapılmayacak durumlar nelerdir?
Sayısız yararları olan masajın yapılamayacağı durumlar da vardır. Bunun için bir de madalyonun ters yüzüne bakmak gerekir.
“Masaj yapılamayacak durumlar acaba nelerdir?” diye soracak olanlara bu koşulları bir bir sıralayalım.
Doktorun izin vermediği durumlarda
Enfeksiyon kapmış bölge ve çevresine
Şüpheli kırık çıkık, yara ve yanık olan bölgelere
Tanı konulmamış şişliklere
Varislere
Deride kızarıklık olduğunda
Ödem, zorlama ve incinme durumlarında
Şeker ve böbrek hastalarına